29 Aralık 2016 Perşembe

KORUNMAYA ALINACAK ESERLER İLK TÜRK DEVLETİNİN İŞLEYİŞİNİ ORTAYA SERİYOR

TİKA tarafından ‘Türk Anıtları Projesi’ kapsamında 2 yıldır Moğolistan’da sürdürülen Tonyukuk kazılarında sona yaklaşıldı. Prof. Dr. Taşağıl ‘Korumaya alınacak eserler ilk Türk devletinin işleyişini ortaya seriyor’ dedi.




TİKA tarafından ‘Türk Anıtları Projesi’ kapsamında 2 yıldır Moğolistan’da sürdürülen Tonyukuk kazılarında sona yaklaşıldı. Projede Göktürk Veziri Tonyukuk’a ait, Türk tarihine ışık tutan yazıtlar gün yüzüne çıkartıldı.

Moğolistan ve Sibirya bölgesinde milattan önce 3 bine uzanan kadim Türkler’e ait kalıntı ve yaşam izlerini tespit ettiklerini belirten ve kazı heyet başkanı olarak görev yapan Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, “Tonyukuk Anıtı, Ulanbatur’un 60 kilometre doğusundaki Bayn Çokto bölgesinde bulunuyor. Türk tarihine ışık tutan bir çalışmaya imza atıldı. Korumaya alınacak eserler, hem atalarımızın yaşamına ışık tutuyor, hem de ilk Türk devletinin işleyişini ortaya seriyor. Hiçbir ulusun tarihi geçmişi milattan önce 3 binden önceye gitmiyor. Türklerin 9 bin yıl önce de varolduğunu söylemek uydurma. İlk Türklerin çıkış noktası şu an Rusya topraklarında bulunan Abakan, Hakasya ve Minusinsk Krasnoyarsk. Bölgede en eski Türk kültürünü temsil eden kalıntılar ile Afanasiyevo kültürüne ait yaşam izleri mevcut. İlk çıkış noktamız bu 3 yer ve Hakasya. Varoluşumuza ışık tutan kalıntıları muhafazaya alıp, gelecek kuşaklara aktarmalıyız” ifadelerini kullandı.

‘Felaket getirecek’

Moğolistan’da 250 civarında Türk yazıtı olduğunu, Tonyukuk Yazıtlar’nın Türkler için en önemli kalıntılarından olduğunu dile getiren Prof. Dr. Taşağıl, şu açıklamalarda bulundu: “Yazıtlar 2. Göktürk Devleti dönemini, Türk devlet felsefesini, halk, devlet ilişkilerini, iç-dış düşmanların nasıl engellenmesi gerektiğini, hükümdarların görevini, Türklerin o dönem şehirlerde yaşamasının imkânsız olduğunu ve Budizmin Türklere felaket getireceğini anlatıyor. Yazıtlarda savunma savaşı yapmanın gereksiz olduğu, yerine göre geri çekilip, güçlendikten sonra saldırıya geçmenin gerektiği yönünde askeri bilgiler içeriyor. Tonyukuk’a ait 2 yazıt bulunurken, biri 27, diğeri 35 satırdan oluşuyor.”

‘Bu eserler çok önemli’

“Tonyukuk’un öğütlerini taşa yazmasını nedenlerinden biri o dönem Türkler’in kağıt kullanmıyor olmaları. Ancak daha da önemlisi bigilerin gelecek kuşaklara aktarılması. Kazı ekibinde arkeolog Adil Yılmaz ve Alparslan Aşık da bulunuyordu. Müze projesinin temeli yeni yıl içinde atılacak. Proje kapsamında yazıtların üzerinin kapatılacağı bir yapı inşa edilecek. Moğolistan’daki müzelerin büyük kısmı açık alan şeklinde ve birçok Türk yazıtı kaya üzerine kazılı. Bu nedenle eserleri yerinden alıp götürmek mümkün değil. Türk yazıtlarının envanteri çıkartılıp yayınlanmalı. Moğolistan’ın doğusundan, batısına her yerde Türklere ait kalıntılar var. Arhangay, Bayan Ölgiy, Hovt eyaletlerinde bugüne kadar bilinmeyen Göktürk dönemine ait çok sayıda tarihi eser bulunuyor. Bu eserler çok önemli. Karabalasagun bölgesindeki yazıtların mutlaka koruma altına alınması gerekiyor. Söz konusu eserler Türk tarihi için mihenk taşı niteliğinde.”

‘İlk Türklerin varlığı Sibirya derinliklerinde’

Taşağıl, “Türkler Moğol coğrafyasında bulunurken, Moğol denilen halklar, Moğolistan’ın doğu ve kuzey doğusunda yaşıyordu. 840 yılından itibaren Büyük Uygur Kağanlığı’nın yıkılmasıyla Türk boyları batıya göç etmeye başlayınca, doğan boşluğu doğudan gelen Çinli kabileler doldurdu. Moğol olarak adlandırılan halkların varlığı ise bu coğrafyada 13.-14. yüzyıldan sonra ortaya çıktı. Çok sayıda Türk kabilesi Cengiz Han İmparatorluğu’nda yer alarak önemli işler gördü. Moğollar ile akrabalık bağlarımız var ancak farklı iki milletiz. Kuzey Çin, Sibirya ve Moğolistan coğrafyası Altay, Sayan ve Tannu-Ola Dağları Türk tarihinin varolduğu bölgeler. Ancak herkesin merak ettiği ve üzerinde tartışma yaşanan ilk Türklerin varlığı ise Sibirya’nın derinliklerinde saklı. Mutlaka Rusya ve Moğolistan ile masaya oturup tarihimizin başlangıcına ışık tutan kalıntıları muhafaza altına alarak gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Nargudan Türk yılbaşısı değildir. Türk yılbaşı geleneği 20 Şubat’ta kutlanan Beyaz Bayram’dır. Kışın bitişini simgeleyen Beyaz Bayram, Tuva ve Moğollar arasında kutlanmaya devam ediyor. Kadim Türkler, Göktanrı, Budizm ve tabiat inancı olmak üzere 3 farklı inanışa sahipti. Çam ağacı Türk coğrafyasında bulunmuyordu. Çam fikri ve Nargudan tezi, Friglerden türeme. Türklerin kutladığı ‘Beyaz Bayram’da et yenir, kımız içilirdi. Nevruz ise ne Türk, ne de Kürt bayramıdır. İrani bir bayramdır. Orta Asya çıkışlı olmayan bu bayram zaman içinde Türkler ve Kürtler tarafından benimsenmiştir” dedi.



kaynak: milliyet

0 yorum:

Yorum Gönder