8 Aralık 2016 Perşembe

ARKEOLOJİ, MOĞOLİSTAN'IN BELİRSİZ GÖÇEBE GELECEĞİNE IŞIK TUTUYOR


Dünyanın birçok yerinde, ekolojik bilginin esnek olarak kaynak sağlaması geleneksel geçim uygulamalarına ve çevresel krizlere tepki biçiminde insanlığın yeteneğini geliştirmiştir. Orta Asya'da binlerce yıldır uygulanan hayvan sürmeye yönelik bir yaşam tarzı, iklim değişikliği yüzünden büyük tehdit altındadır.

Küresel ortalama sıcaklığın 2C derece artış göstermesi tahmin edilse de önümüzdeki yüzyıl boyunca bu eğilim muhtemelen yüksek rakımlı bölgelerde daha şiddetli olacaktır. Moğolistan'ın yarı arktik bozkırlarında, nüfusun yaklaşık üçte biri koyun,keçi, at, sığır ve deve gibi hayvanların gütme işleriyle geçimini sağlamaktadır. Bu iklim değişikliklerinin çobanlar üzerinde dramatik etkileri de olmuştur. Moğolistan'da yazın yaşanan kuraklık, kışın aşırı soğuk hava bölgede mera bozulmalarına ve su kaynaklarının yok olmasına, akabinde çölleşmeye neden olmuştur. Bu süreçler küresel ısınmanın getirdiği diğer sorunlara takviye basamaklı bir etkiye sahiptir.

Göçebe bir toplum bu tip engellere nasıl cevap verecek? Arkeoloji, insan ve çevre arasındaki ilişki üzerine uzun vadeli bir bakış açısı sunuyor.

Kıtanın diğer bölgelerine kıyasla, Moğolistan'da otlak alanlar daha kuru ve soğuktur. Yağışlar mevsimsel ve seyrek olduğundan, meralar otlatmaya uygunluk açısından duyarlıdır.
Bundan ötürü  diğer hayvanlara karla kaplı meraların yollarını açmak için uzun mesafelerde hızlı hareket edebilen atlar, Moğol bozkırlarında zorlukları hafifletmek için yegane yardımcılardır.

Rus bilim adamı Anatoly Khazonov tarafından savunulan popüler arkeolojik teorilerden biri de; M.Ö. geç 2.binyıl'da uzun süreli kuraklıkla başa çıkmak için yerleşik çobanlar mevsimsel göç yoluna başvuruyorlardı ve bu şekilde bir çözüm yoluna gitmişlerdi. Mobil olarak hayvan gütme, toplumlar arasında ilk yüzyıllar boyunca kuru iklimlerde gerçekleşmiş  ise de, çağdaş iklim eğilimleri göçebe hayatlarda bu şekilde bir ölümcül tehdit görülmemiştir.

Araştırmacılar, antik iklim koşullarının ayrıntılı kaydını elde etmiş olsa da üretken otlaklar ve göçebe imparatorlukların ilişkisini farklı bir ıslak desen ortaya çıkarmıştır. Su, doğu bozkırda yaşamı sınırlayıcı bir faktör olduğundan hayvancılık yapanlar üzerinde desteklenebilir açıdan etkisi vardır. Batı Çin Tarım Havzası, Büyük Moğol imparatorluğu'nun hemi-sferik soğutma ile bağlantılı anormal bir yağış döneminde geliştiğini paleo-iklim kayıtlarında soruşturmasıyla ortaya koymuştur. Konu hakkında Maine üniversitesi'nden Araştırmacı-Yazar Dave Putnam "Çobanlar için arttırılan taşıma kapasitesi hayvancılık içinde önemlidir." demiştir.

Putnam ve arkadaşlarına göre, hayvancılığın yayılması Moğol fetihlerini kolaylaştırmış ve soğuk, yağışlı koşullar otlak alanların güney yönünde genişlemesini sağlamıştır. Bu yayılmada atların çorak toprakları rahat seyahat etmesinde payı büyüktür.

Putnam bu verileri ortaya koyarken temkinli davranır ve daha fazla neden-sonuç ilişkisi bulunması gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak son çalışmalar bu model Moğol İmparatorluğunun çok daha büyük olduğunu iddia etmektedir.

Moğolistan'da mobil hayvancılığın yaygın olduğunun ilk doğrudan kanıtı M.Ö. 1200 yıllarından Geç Tunç çağına uzanır. Western Kentucky Üniversitesi'nden Araştırmacı Jean-Luc Houle, erken göçebe dönemi ve ekolojik stres için çok az delil bulunduğunu aktarmıştır. Bunun yerine çobanların at sürdüklerini ve ritüel farklılıklarının olduğunu iddia etmiştir. Örnek olarak bazı bölgelerde öldürüldüğü varsayılan hayvan sayısı ile ulaşılan hayvan sayısı arasında dikkat çekici bir fark ortaya çıkmıştır. Sebep olarak beslenme farklılıkları hatta bir diyet üzerinde durulmaktadır.

İlk mobil gütme toplumların geliştirilen bir iklim altında yayıldıysa, bu eşsiz kuraklık ve çölleşmeyle karşı karşıya bulunduğu çağdaş göçebeler için ne anlama gelmektedir?

Bu sorunun cevabı şaşırtıcı derecede karmaşıktır. Moğolistan'ın başkenti Ulan Batur'a uzak olmayan Terelj Milli parkı yakınında yaşayan bir çoban, 7 yıl içinde iklim değişimi nedeniyle insani faaliyetlerin zorlaşmasına tanıklık etti. O, park yakınındaki kentsel genişleme, artan hayvan popülasyonları ve daha fazla trafik hayvanların otlamasını zorlaştırdığı belirtmiştir. Mineral bakımdan zengin bölgelerde madencilikle beraber yerel su kaynakları tükenmiştir. Kuru mevsimler artmış ve yaşam şartları zorlaşmıştır. Genç nesilin cahilliği de coğrafi şartlara eklenince günümüz Moğol halkı için gelecek hiç de parlak değildir. Birçok genç çeşitli nedenlerden kırsaldan kopmuş ve şehirlere göç etmiştir. Önümüzdeki yıllarda, Moğol göçlerini hayat başarısı ya da başarısızlığına insanların verdiği tepki ve bu antropojenik problemleri azaltmak bağlı olabilir.

Gütmeyi etkileyen bir diğer neden ise modern teknolojidir. Çorak Gobi'de yaşayan birçok çoban hayvanlar ile uzak mesafeler kat etmek için artık atları terk edip motor kullanmaya başlamışlardır.  Eleştirmenler bu durumu çevre ve hayvan sağlığı üzerinde olabilecek etkisi hakkında endişelerini dile getirmişlerdir. Bu teknoloji kullanımı çobanlığa yüksek miktarda yardımcı olmakla birlikte istenmeyen sonuçlarda doğurabilir.

Değişen iklim ile beraber sosyal ve teknolojik gelişmeler gelecekte doğu Avrasya'nın dışa göçünü belirsiz kılmaktadır. Bununla birlikte bölgede tekrar at kültürünün ortaya çıkması, nemli ve üretken bir ortam olması ihtimali zayıflamaktadır. İklim değişikliği Moğolistan'ın hayvancılık geleneklerini tehlikeye sokmakla beraber zamanla çevre felaketine kolektif esneklik için gerekli ekolojik bilgiyi de tehdit etmektedir.



kaynak: theguardian

0 yorum:

Yorum Gönder