9 Aralık 2016 Cuma

GÖBEKLİTEPE FİLM OLMALI!


Yazar Yonca Eldener ile Göbeklitepe’yi merkeze alan edebiyatını, gelecek günleri, dünyanın en gizemli yapısının sırlarını konuştuk.

Göbeklitepe’yi merkeze alan, macera dozu yüksek bir kitaba imza attınız. Bir sinema filmi de olsun ister misiniz?
Geniş kitlelere Göbeklitepe’yi tanıtmak ve sevdirmek için tartışmasız en etkili yol sinema. Zaten bu kadar ilham verici bir yeri konu alan bir film eninde sonunda çekilecektir. Washington Post’ta George Lucas’ın sergi küratörü Hiebert, Göbeklitepe’nin yeni Indiana Jones’un bir sonraki yeri olabileceğini söylemişti.
Dünya tarihinde ilk tarımın yapıldığına inanılan yer. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Urfa Karacadağ’da dünyanın ilk evcilleştirilmiş buğdayı bulundu ancak dünyada tarım birbirinden bağımsız olarak farklı coğrafyalarda yapıldı. Göbeklitepe tarım öncesi bir kült merkezi. ‘Sapiens’ kitabında Hariri, ‘Göbeklitepe’de tapınakları inşa etmek için toplanan kalabalıkları beslemek için mi tarım icat edildi’ diye soruyor. Bölgenin önemi, kültür devriminin gerçekleştiği coğrafya olması. Avcı-toplayıcı şölenleri için bir araya gelinmesi, burada toplumsal ilişkilerin kurulması, medeniyetimizi inşa eden önemli bir faktör olarak görülmeye başlandı.Tabii bu kültürün kurulması daha önceki çağlarda oluşan bir arka planın varlığına bağlı; ölüleri gömme, mağara resimleri gibi.
Göbeklitepe’nin arkeoloji dünyasına kazandırdığı en önemli bulgu, Prof. Klaus Schmidt’in ifadesiyle: Önce tapınak geldi, şehir sonradan inşa edildi.
Kült merkezinin yerleşik hayata ve üretime geçilmeden önce kurulduğu bulgusu ezber bozucu. Taş çağında yaşamış avcı-toplayıcı insan gruplarının sanıldığının ötesinde bir toplumsal organizasyon, soyutlama yeteneği, bilinç ve bilgi aktarımına sahip olduğu gerçeği ile karşılaştık.
Kitabınızı yazmadan önce nasıl bir süreç yaşadınız?
Yazacağım coğrafya ve dönemi seçerek başlıyorum. Bu coğrafyada hangi ana fikri işleyeceğime karar veriyorum ve yazma sürecinin sonuna kadar okuyor oluyorum. Okuduğum kitapların altını çizdiğim yerlerini de bilgisayara geçiriyorum. Böylece tüm okuduğum kitapların notları dijital ortama aktarılmış oluyor. Yazacağım yerleri ziyaret edip fotoğraflarını çekmiş oluyorum. Bunları da klasörlerde tutuyorum. Tarih atlasları, göç haritaları, iklim, genetik gibi verileri gösterir görsel malzemeleri çok kullanıyorum.Otobiyografi kitaplarını mutlaka kullanıyorum ve uzmanlarla görüşüyorum. ‘Göbekli Tepe Muhafızı’ için dinler tarihçisi, arkeolog, doktor, polis amiri, bilgisayar yazılımcısı, Cumhuriyet savcısı ve avukat görüşü aldım. Makalesini okuduğum yabancı ve Türk yazarlarla yazıştım.
DÜNYANIN EN ESKİ TAPINAĞI YETERİNCE TANITILMIYOR
Tanıtım yapılıyor ancak her zaman daha da iyisinin yapılabileceğini düşünüyorum. Göbeklitepe’ye dair bilinirliğin her geçen gün arttığını gözlemliyoruz. Romanımı ilk yazarken etrafımda Göbeklitepe’yi duyan neredeyse olmuyordu.
KİTABIN DEVAMI GELECEK Mİ?
Taş Çağı, üretimin başladığı, bunun sonucu olarak insanın yaşamında çok büyük dönüşümlerin gerçekleştiği bir dönem. Roman Göbeklitepe’yi bu dönüşümün kilit taşı olarak konumluyor. Bugün olumlu ve olumsuz taraflarıyla biyolojik evrimimizi çoktan aşan bir kültür oluşturduk. Kitabın değil de bu fikrin devamı olacak bir roman yazıyorum. Yeni romanımda Göbeklitepe’nin sordurduğu ve hala güncel bir sorunun cevabının peşindeyim.

kaynak: star

0 yorum:

Yorum Gönder